Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Kübra Boynukalın, TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2024 yılında yapılan akraba evliliği sayısının 18 bin 619 olduğunu ve yapılan bilimsel araştırmaların bu tür evliliklerde anne ve babadaki benzer mutasyonların doğacak çocukta hastalık oluşturabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Boynukalın, “Akraba evliliği yapan çiftlerin bebeklerinde kalıtsal birtakım metabolik hastalıklar, kan hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, zihinsel ve fiziksel gelişim geriliği görülme ihtimali yüksektir. Bu çiftlerin gebelik planlamadan önce mutlaka bazı genetik tarama testlerinden geçmeleri gereklidir. Eğer çift bir genetik hastalık taşıyıcısı olarak belirlenirse tüp bebek tedavisine başvurulması gerekir. Genetik ayıklama yapılarak uygulanacak tüp bebek tedavisiyle sağlıklı gebelik elde edilir” ifadelerini kullandı.
‘AKRABA EVLİLİĞİ GEBELİKTE BİRÇOK RİSKİ ARTIRIR’
Anne ve babanın akraba olması durumunda ortak genetik mirasa sahip olduklarından bazı kalıtsal hastalıkların bebeğe geçme ihtimalinin artacağını belirten Prof. Dr. Boynukalın, “Akraba evliliğinin zararları arasında birçok hastalık yer alır. Ülkemizde en sık rastlanan akraba evliliği hastalıkları fenilketonüri, kistik fibroz, spinal müsküler atrofi (SMA) ve kontenjal adrenal hiperplazidir. Ayrıca normal olan evliliklerde yapılan doğumların yaklaşık olarak yüzde 1,4’lük kısmı ölü doğum olarak gerçekleşirken akraba evliliklerinde ise ölü doğum oranı yüzde 2,14’e çıkmaktadır. Bu da yaklaşık olarak normal evliliklerdeki ölü doğum oranının iki katıdır.
Düşük riski de gebeliklerde görülen olguların başında gelir. Normal evliliklerde düşük riski yüzde 5,21’lerde iken akraba evliliklerinde bu oran yüzde 10,55’lere çıkar. Akraba evliliği risklerinden bir diğeri de yeni doğan kayıplarıdır. Yapılan araştırmalar normal evliliklerde gerçekleşen doğumların yüzde 10,76’sında yeni doğan kayıplarına rastlandığını göstermiştir. Bu oran yine akraba evliliklerinde artarak yüzde16,29’a çıkmaktadır. Akraba evliliklerinde doğumdan önce, doğum esnasında ve doğumdan sonra ortaya çıkan sorunların yüzdeleri artmaktadır ancak bu problemlerin akraba evliliklerinde mutlaka yaşanacağı anlamına gelmemektedir” diye konuştu.
‘GENETİK TARAMA İLE SAĞLIKLI EMBRİYOLAR SEÇİLİR’
Prof. Dr. Boynukalın, “Gelişen teknoloji sayesinde çiftlerden alınan basit bir kan örneğinde aynı anda yüzlerce genetik hastalık taranabilmektedir. Çiftlerde bu test ile tespit edilen bir genetik hastalık varlığında ise bu hastalığın doğacak çocuğa bir kalıtsal miras olarak aktarılmasını önlemek tüp bebek tedavisi ve PGT yöntemleri sayesinde mümkündür. Genetik tanı yaptırmayı düşünen çiftlerin karar vermeden önce çocuklarını etkileyebilecek genetik hastalık hakkında fikir sahibi olabilmeleri, kalıtım özelliklerini anlamaları ve hastalığa neden olan genetik problemin saptanabilmesi için genetik danışmanlık almaları son derece önemlidir” dedi.
‘PGT YÖNTEMİ İLE SAĞLIKLI GEBELİK SAĞLANIR’
PGT yöntemi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Boynukalın, “Önceden hastalık yapıcı etkisi bilinen genetik şifre bozukluklarının varlığında varsa hasta çocuk veya aile bireyinden, yoksa eşlerin ebeveynlerinden ve eşlerden kan alınarak bir hazırlık çalışması yapılır. Daha sonra tüp bebek tedavisi ile elde edilmiş embriyolardan alınan hücre örnekleri her bir embriyo için ilgili genetik bozukluk test edilir. Tanıdan sonra rahime transfer için sadece hastalık yapıcı gen bozuklukları içermeyen embriyolar seçilerek sağlıklı gebelik elde edilmesi sağlanır” ifadelerini kullandı.
‘BU ÇİFTLERDE DÜZENLİ GEBELİK TAKİBİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR’
Akraba evliliğinin bebek sahibi olmayı imkansız hale getirmediğini ancak bazı sağlık risklerini beraberinde getirdiğini belirten Prof. Dr. Boynukalın, şunları söyledi:
“Akraba evliliği yapan çiftler eğer genetik test yaptırmadan doğal yollarla gebelik planladıysa hamilelik sürecinde detaylı ultrason, fetal DNA testi ve amniyosentez gibi ileri tarama testleri ile bebeğin sağlığı yakından izlenmelidir. Erken teşhis, doğum öncesinde veya sonrasında uygun tedavi planlarının oluşturulmasına yardımcı olacaktır. Bu çiftler için sağlıklı bir neslin devamını sağlamak adına bilimsel yaklaşımlardan yararlanmak kritik önem taşımaktadır.”
Kaynak: Sözcü